HABERLER


6 Haziran 2008 Cuma

Löw,Terim,Yıldıray ve Halil..


Perşembe sabahı belli başlı bütün dünya gazetelerinin birinci sayfasındaydı, George Bush’un göğüs toslatması... Görevinin bitmesine sayılı aylar kalan Bush’un, Colorado’da Hava Kuvvetleri Askeri Akademisi Mezuniyeti’nde Teksaslı yeni mezun hemşehrisi ile havada nefis bir göğüs çarpışması yapmasının çok etkileyici olduğunu kabul etmek gerek... Fotoğrafa baktığımızda... Her Amerikalının başkanla mesafesinin bir önceki güne göre daha kısa olduğunu... Her Teksaslının kendini özel hissettiğini... Her askerin (bu hâyâsız Irak çıkarması zihinlerde hâlâ taze olmasına rağmen) yaptığı işin kutsal olduğunu fark ettiğini... Her akademi öğrencisinin ve de aklında akademi ihtimali olan her gencin bir gün mezuniyet töreninin hayalini kurduğunu... Düşünmeden edemedik... *** Aynı gün... Aynı gazetelerde... Başka bir fotoğraf daha çarptı gözümüze... Milli takımın gurbetçileri Halil ve Yıldıray, ulusal takım kampını ağlamaklı gözlerle terk ediyorlardı... İkisi de böyle bir şeyi hiç beklemiyorlardı belli ki... Şimdi de bu fotoğrafa baktığımızda... Hele de aynı durumun 2002 Dünya Kupası’nda bir başka gurbetçi Tayfun Korkut’un başına geldiği hatırlandığında... Almanya’da, Hollanda, Fransa’da, İsviçre’de oynayan birçok Türk asıllı futbolcumuzun yüreğinin burkulduğunu... Milli takım seçme aşamasındaki çok sayıda gencin zihninde ayrımcılık hususunda bir “acaba” oluştuğunu... Ay-yıldızlı formayı seçmeyen Mesut ve Eren’in de, doğduğu büyüdüğü ülke milli takımları yerine kalplerinin çarptığı Türkiye’yi seçen Zafer’in ve Nuri’nin de kendilerini Yıldıray ve Halil’in yerine koyduğunu da... Düşünmeden edemezdik... *** Umarız gurbetçi kardeşlerimiz, onlarla toslatsak da toslatmasak da, bu göğüslerin içinde birer küçük kalbimiz olduğunu, ve bu kalbin onlarınkilerle her dâim birlikte çarptığını unutmuyorlardır... --- Löw’ün elinde Yıldıray ve Halil olsaydı... Bir taraftan Terim’in Alman Ligi’nin iki kalburüstü oyuncusunu kadro harici bırakmasını kabullenemiyorum... Dikkat buyrun, 23 kişilik kadroya almamasını değil... 27’ye alıp, sonra kadro harici bırakmasını... Terim’in 27 kişilik kadroyu oluştururken ekibe dahil ettiği ekstra 4 oyuncunun sakatların durumuna bağlı olarak Almanya’ya geldiklerini düşünüyorduk çünkü... Ulusal takım açıklandığında temel sağlık problemleri olan/kadroda alternatifi bulunması gereken oyuncularımız Servet, G.Zan, Hamit ve Emre idi. Ne Yıldıray ne de Halil bu 4 oyuncudan birinin alternatifi olarak kadroya çağırılmış olamazlar. Yıldıray belki... Ama Halil kesinlikle değil... Bir taraftan şunu da düşünmeden edemiyorum... Alman Milli Takımı patronu Löw’ün alternatifleri arasında Yıldıray ve Halil olsaydı, onları 23 kişilik kadrosuna dahil eder miydi? Löw, Schalke’nin birinci forveti Kuranyi’yi kadroya dahil etmiş... Ayrıca elinde Klose var, Gomez var, Podolski var... Beşinci forvet 35’lik Neuville, geçen sezonu ikinci ligde geçirmiş ve Halil’in belki onun yerini alma şansı olabilirdi... Yıldıray’a gelince... Onun bir Şampiyonlar Ligi finali var (Ki mevcut Alman milli takımında Ş.Ligi finali görmüş yalnızca 3 futbolcu bulunuyor)... İki sezon önce Bild tarafından Bundesliga’ya değer katan 5 oyuncudan biri seçilmişliği var... Bu sezon başında şampiyon takıma transfer olmuş. Stuttgart’ın ideal 11’i içinde yer alıyor, bu yıl da 26 maç/4 gollük bir performans göstermiş... Onun da Ballack’lı, Borowski’li, Frings’li ve Schweinsteiger’li Almanya’nın 11’inde değil ama, 23’lük listesinde yer alma ihtimali olabilirdi... Belki Halil ve Yıldıray’ın (º’lük bahis oranıyla turnuvanın birinci favorisi olarak gösterilen) Almanya kadrosuna girip giremeyeceğinden emin değiliz, ama Tümer’le Emre Aşık’ın o kadroda yer alamayacağına emin olabilirsiniz...




UGUR MELEKE

Hiç yorum yok: